“İnsanlık beş bin yıl veremi lanetledi ama hiçbir şey değiştiremedi. Çünkü çare aşıydı”
Amin Maalouf
Bizi hastalandıran, bizimle bedenimizi ve yerküreyi paylaşan mikroplar ilişkili pek bir şey bilmiyorlar.
Bilmek için hekim olmak gerekmiyor aslında.
Sağlıklılık/Ölümsüzlük Endüstrisi denilen bir garabetin ağına düşmemek, ölünmeyecek hastalıklar nedeniyle ömrünüzden olmamak için biyolojik varlığımız, iyilik, sağlık ve hastalık, ölüm ilişkili temel bilgileri bilmek durumundasınız.
Nasıl iyi yaşayabileceğinizi anlamak için önce yaşadığınız bölge ya da ülkedekilerin neden öldüğünü bilmelisiniz.
Malum, önce hepimizi önüne katıp sürükleyen, süründüren, acilleri kalabalıklaştıran sonra yoğun bakımlara düşen kış ölümlerini artıran bir salgın yaşıyoruz.
Salgına yol açan virüslerin, boğaz ve burnumuzda ve hatta bağışıklık sistemlerimizde yarattığı tahribat, burun ve boğaz arkasında, hiçbir bir hastalık belirtisi olmadan taşıyıcısı olduğumuz yani uyumakta olan bakterilerin uyanması ve saldırgan hale geçmesi için de elverişli bir durum.
Bu bakterilerden birisi de menenjite yol açan, beyin zarlarını iltihaplandıran ve hızla şişirerek sakatlık ve ölümlere yol açan meningokok adlı bir bakteridir.
Bazı yaş gruplarında; sırasıyla 1 yaş altı, 5 yaş altı, 16-23 yaş arası ve 65 yaş üzeri olanlar, daha sık olmakla birlikte toplumun %10-25’i taşıyıcıdır.
Bu bakteri bireysel menenjit olgularına yol açmasının yanında, toplum içinde çok hızlı şekilde yayılarak geniş kitleleri etkileyen salgınlara yol açabilmektedir.
Hastalığın vehametini Akkuyu Nükleer Santrali’ndeki salgın ve işçi ölümleriyle anlamış olmalıyız.
Bu örnek tüm ısrarlarımıza direnen bakanlıkça geri ödemesi kabul edilmeyen meningokok aşısıyla ilişkili bin nasihat tutmayınca taşan musibetlerden yalnızca buzdağının görünür yüzeyindeki bir tanesi.
Tabii işçi ölümlerinin umurumuzda olduğunu varsayıyorum…
Kalabalık öğrenci yurtları, asker koğuşları, yaşlı bakımevleri, sporcu kampları gibi toplu yaşam alanları ve düşük hijyen hastalığın yayılımını kolaylaştırarak salgın oluşturması riskini artırmaktadır.
İnfluenza (grip) başta olmak üzere viral solunum yolu infeksiyonları, sigara içmek, dalak yokluğu ya da dalağın fonksiyonel yetmezliği ne yol açan ilaçlar, laboratuvarda çalışan mikrobiyolog olmak, menenjit kuşağı olarak tanımlanan bölgeye sahra altı Afrika’ya seyahat, hac-umre seyahatleri menenjit için tanımlanılmış önemli risklerdir.
Sağlıklı olan kişiler dahil öncesinde herhangi bir belirti vermeksizin aniden ortaya çıkabilen bu hastalıklardan korunmanın en etkili ve tek yolu meningokok aşısıdır.
Aşılamanın geri ödeme programında ve çocukluk çağı aşılama programında olması önemlidir.
Aşı ile yalnızca birey değil kalabalık ortamları paylaştığı yakın temasta bulunduğu veya aynı ev içerisinde birlikte yaşadığı kişilerin de korunması sağlanılır…
İlk 12-24 saat içindeki yani tedavi başlanılması için kritik süreçteki belirtiler gribal infeksiyona benzediği için sıklıkla tanı alamazlar.
Hastalık, ateş, baş ağrısı, ense sertliği, bulantı kusma ve bilincin kapanması ile saatler içinde hızla ilerler ve 24 saat içinde ölüm ile sonuçlanabilir.
Tedavi başlanılmazsa belirtilerin başlamasından sonraki 24-48 saat içinde dolaşım yetmezliği şok ile %50-60 oranında ölüm gelişir.
Tedavi başlanılanlarda bile %10-15’i ölüm ile sonuçlanır ya da %10-20 kişide kalıcı beyin hasarı, sağırlık, başka sinir sistemi hasarları, böbrek hasarı, uzuv kayıpları gibi sakatlıklar bırakır.
Bulaşma, hapşırma, öksürme veya öpüşme gibi yakın temas veya özellikle aynı hane içinde yaşayanlarda uzun sureli temas sonucu olur.
Polis, asker, yatılı öğrenciler, kompleman yetersizliği olanlar başta riskli gruplara, hacılarda olduğu gibi aşı ,ücretsiz olarak, yapılmalı ve çocukluk çağı aşılama programına alınmalıdır.
Oğlumun üniversitede yurtta kalma süreci ile ilişkili olarak yaptığım meningokok aşısının askerliğini yaparken koğuşta çıkan menenjit salgınında serinkanlı kalmamı sağladığını da belirtmeliyim.